Showing posts with label Merkantilizm. Show all posts
Showing posts with label Merkantilizm. Show all posts

Friday, May 29, 2020

Merkantalizmi İktisadi Düşünceye Hazırlayan Ekonomik Şartlar ve Sömürge Hareketleri

Devletin gerçek zenginliğinin kaynağının değerli madenler olduğunu savunan Merkantilist iktisadi düşünce kabaca 1450-1750 yılları arasında uygulama alanı bulmuştur. Merkantilizm,  ülkeye değerli maden girişini ve ülkeye giren madenlerin de yeniden çıkmaması için ihracatı teşvik edici, ithalatı sınırlayıcı korumacı politikalar öngörmüştür.   

Merkantilist İktisadı Düşünce'yi hazırlayan şartlar arasında feodalizmin çözülmesi ve merkezi devletlerin kurulması, yeni buluşların deniz aşırı ticarete katkıları, dinde reform hareketeri, matbaanın bulunuşu ve yaygınlaşması, ekonomik ve sosyal yapıdaki değişimler başlık olarak sıralanabilir. Bu yazıda merkantilizmi hazırlayan ekonomik şartlar ve sömürge hareketlerinden bahsedeceğim.

10. ve 15. yüzyıllar arasında gelişen ticaret, kapitalist ekonominin ortaya çıkışını ve kent merkezli ekonomik sistemden ulus merkezli ekonomik sisteme geçişi sağlamıştır. Bu ekonomik dönüşümün en önemli özelliği ise 12. yüzyılda başlayan, ama 16. yüzyılın ikinci yarısında hızlanan fiyat artışlarıdır. Tüm malların fiyatları 1550-1660 yılları arasında ortalama olarak iki kat artmıştı. 1650 de buğdayın fiyatı Paris pazarında 1500'dekine göre 15 kat daha pahalıydı. Bu yüzyılda ortaya çıkan enflasyonun en önemli nedeni Amerika kıtasından Avrupa'ya akan yeni bulunmuş değerli madenlerdir. Maden miktarı, üretilen mal ve hizmetlerin hacminden daha hızlı arttığı için, madenin değeri azalmış, bu da fiyatların yükselmesine yol açmıştır. Üretim temposunun hızlanması ve artması, üretim tekniğinin gelişmesi ve yeni buluşlar, servetlerin birleşip şirketlerin kurulması coğrafi ufukların genişletilmesini zorunlu kılmıştır. Yeni pazarlara ve kaynaklara ulaşma hırsı denizaşırı ülkelerin keşfine, sömürgecileğe ve daha da zenginliğe yol açmıştır. 

Altın hırsının kamçıladığı keşiflerin ve sömürgelerin ilk sonucu Avrupa'da görülmemiş çapta bir sermaye birikimi olmuştur. Güney Amerika medeniyetlerinin yüzyıllar boyunca biriktirmiş olduğu hazineler silah zoruyla Avrupa'ya taşınmıştır. Afrika sahillerinden yüzbinlerce esir Amerika kıtasındaki plantasyonlarda çalışmaya gönderilmiş ve bu ticaret astronomik karlara yol açmıştır. 16. yüzyılda 900.000 Afrikalı köle, esir tacirleri tarafından Amerika'ya götürülmüştür. Satış yerine ulaşan her köleye karşılık 5 zenci ya Afrika'da öldürülmüş ya da yolda ölmüştür. Daha sonraki yıllarda hızlanan bu ticaret Afrikayı 60 milyon insandan yoksun bırakmıştır.

Sömürge hareketleri sonucunda, Prof. Dr. Ömer Lütfi Barkan'ın verdiği bilgilere göre 1521-1560 yılları arasında İspanya'ya 18.000 ton gümüş ve 200 ton altın ithal edilmiştir ve gerçek miktarın bunun iki katı olduğu sanılmaktadır. Meksika'da, Peru'da elde edilen harp ganimetleri ve soygunlar sırasında bir defasında 1.300.000 ons altını ele geçirdikleri olduğu gibi, normal insan büyüklüğünde altından yapılmış heykeller, yemek takımları, çiçek, hayvan, kuş heykelleri de ilk devirlerin ganimetleri arasındaydı. 1500-1550 yılları arasında Avrupa'da altın stoğundaki artış 57 kat olarak hesaplanmaktadır. Yılmaz Öztuna'nın Batı kaynaklarına dayanarak belirttiğine göre, Ferdinand döneminde (1459-1516) İspanya'nın geliri tam 32 kat artmıştır.

Dönemler

Gümüş

Altın

Dönemler

Gümüş

Altın

1503-10

-

5

1581-90

2103,0

12,1

1511-20

-

9,2

1591-1600

2707,6

19,5

1521-30

0,1

4,9

1601-10

2213,6

11,8

1531-40

86,2

14,5

1611-20

2192,3

8,9

1541-50

177,6

25,0

1621-30

2145,3

3,9

1551-60

303,1

42,6

1631-40

1396,8

1,2

1561-70

862,9

11,5

1641-50

1056,4

1,5

1571-80

118,6

9,4




Tablo: Amerikadan İspanya'ya ithal edilen Altın ve Gümüş Miktarları (Ton)


Merkantilist dönemde hızla gelişen ticaret, değişik ülkelerdeki tüccarların çıkarlarını çatışır hale getirmişti. Tüccarlar rakiplerine karşı kendilerini koruyacak bir merkezi güce ihtiyaç duyuyorlardı. Bu dönemde mutlak monarşiler ve merkezi devletlerin kurulması ticaretin gelişmesiyle birlikte bir iktisat politikasının uygulunmasını gerektiyordu. Merkantilistler "tüccarın karının ulusal çıkarla özdeş olduğunu, ülkenin gücünü oluşturduğunu ileri sürdüler. Altın ve gümüş zenginliğine dayalı güçlü devlet anlayışı, kral ile tüccarlar için ortak çıkarı teşkil ettiği için merkantilist öğreti mutlak monarşi ve yeni gelişen devletlerin öğretisi olarak aşağı yukarı 300 yıl, dönemin hakim iktisadi düşüncesi olarak varlığını korudu.


Yararlanılan Kaynaklar:

Kazgan, Gülten, İktisadi düşünce veya Politik İktisadın Evrimi, Remzi Kitabevi, 2014

Cem, İsmail, Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2011

Sander, Oral, Siyasi Tarih, İmge Kitabevi, 2012


A Different View of Externalities in the Context of Global Warming and Climate Change

An externality is a cost or benefit that affects a third party who did not choose to incur that cost or benefit. Externalities can be both p...